Yazı Detayı
13 Temmuz 2022 - Çarşamba 09:11 Bu yazı 303 kez okundu
 
AZ ŞEYLE ÇOK ŞEY ANLATMAK
GÖKÇE DALGA
hakankaya
 
 

Üsküdar’ı kim geçer?
Az sözle çok şey anlatmak kültürümüzün bir parçasıdır. Bu sebepten yerinde kullanıldığında deyimlerimizin altında yatan mecaz anlam çoğu zaman bir hayat dersinin göstergesidir.
Mesela; “Atı alan Üsküdar’ı geçti” deyiminin anlamı Türk Dil Kurumu’na göre, “Fırsatın kaçırılıp artık .yapılacak bir şeyin kalmadığını anlatan bir söz” olarak anlatılır. Geçmişte siyaset mecrasında da kullanılmışlığı olmuştur. Ancak ortaya çıkış hikayesi Bolu’ya dayanır ve deyimin hikayesi aslında Bolu Bey’ine baş kaldıran Türk halk ozanı Köroğlu’nun öyküsünü anlatır.
Türk halk ozanı Köroğlu’nun bir gün atı çalınır. Atını çok seven ve ona çok düşkün olan Köroğlu atını aramak için yollara dökülür. Tebdil-i kıyafet dört bir yanda dolaşarak atını bulmak isterken yolu İstanbul’a düşer. Kendi atını, atların sergilenip satıldığı bir pazarda gören Köroğlu gerçek kimliğini gizleyerek satıcıya yanaşır. Satıcıya atın çok güzel göründüğünü fakat bir binip test etmesi gerektiğini belirtir. Satıcı da bu adamın meşhur Köroğlu olduğunu anlamadığından teklifi gönül rahatlığıyla kabul eder. Güzeller güzeli atsa üstündekinin esas sahibi Köroğlu olduğunu anlar ve dörtnala koşarak pazardan uzaklaşır. Köroğlu atıyla Sirkeci sahile vardığında paraya kıyıp bir sal kiralar ve Üsküdar’a doğru yol alır.


Satıcı ise kandırıldığını fark edeli beri sürekli söylenip durur. Köroğlu’nu atıyla beraber bir salda gören satıcının dostlarından biri de onu teskin etmek için seslenerek: “Üzülmeyi bırak! Atı alan Üsküdar’ı geçti. O adam Köroğlu’nun kendisiydi’” der.
Dönelim bu güne Köroğlu kim, Bolu beyi kim en önemlisi de kimin atı Üsküdar’ı geçer? Son zamanlarda sıkça erken seçim seslendirilir oldu. Peki seçim sonucu itibarı ile atı kim alır, Üsküdar’ı kim geçer, geçenin arkasından kim ne konuşur şu an için bilinmez. Fakat bu seçim arifesinde çok ilginç anlara şahit olacağız gibi görünüyor ve bunlara çok şaşırmamak gerek.
İktidar partisi seçim zamanı söylemlerini yine birlik ve beraberlik üzerine kurgulayacak ve bunu da yaparken en önemli argümanı öz eleştiri üzerine olacak ve bu öz eleştirinin finalinde sahip olunan
deneyimden istifade edilmesi gerektiği aksi halde 3 sene sonra 50 yıl önceye dönüleceği telkinleri ile olacak düşüncesindeyim.
Neticede eksik veya yanlış sayımızı doğru ve tam nokta atışı yaptıklarımızla kıyaslayın denilecek. Bakıldığında dünya zor süreçten geçiyor savaşlar,hastalıklar,ekonomik problemler, belirsizliklerden bizde üzerimize düşeni aldık buna rağmen dünya sıralamasında daha ileri yerlerdeyiz diyecekler. Tabii buna çıkartılması konuşulan gaz, gelecekteki tren yolu projeleri, yapılacak gemi,silah,uçak, uygulayacak ve çıkarılacak kanunlar ile alıcısına sunulacak.


Diğer taraftan tekrar gündeme gelen pandemi, içinde ve tabii ekonomik kriz , savaş, bazı ülkelerle özellikle hazırlanan gerginlikler vatandaşı başka bir seçeneği tercih etmesi halinde alacağı riski iyi hesaplaması alttan alttan empoze edilecek.
Muhalefet de henüz koşulsuz, şartsız tamamen ülke adına kendi görüşlerinden ve şahsi beklentilerinden taviz vermeden karınca misali yol almaya çalışıyor. Masada oturmakla vatandaşı bir beklenti içine soktukları doğru fakat geciken eylem planları ve en önemlisi sahada birlik ve beraberlik vurgusu beklentiyi her geçen gün aşağıya çekmeye devam ediyor. Sonuç itibari ile güven vermeyen bu görüntü seçmeni elde kalan diğer alternatifi tekrar yoklamaya itiyor. Yani 6 lı masadan bir aday çıkartmak ve buna diğer 5 partinin onay vermesi beklenen özverinin en önemli ayağı olacak.
Fakat daha sıkıntı bir sorun ile karşılaşacaklar ki oda Fetö ve HDP gibi konularındaki yol haritaları olacak. KHK gibi Apo gibi konulardaki söylemlerde merakla beklenen konular arasında.
Peki bir takım şeylerden rahatsız olan seçmen bu konutlardaki söylem ve eylemleri sizce sindire bilecek mi? Verilen şehitler gündeme geldiğinde seçmen ne yapacak. Demek ki sorun bir nebzede seçmende, seçmeninde kafası karışık.
Bu durum sonuçta skor belirleyecek.
Aslında muhalefet seçim sonrası yeni hükümet ile AKP den çözülmeler kaymalar olacağı yönündeki hesapları yaparak sonraki seçim üzerine finalde ne kadar güçlenirim de 6 lı masadan uzun vade de nasıl istifade ederim derdinde.
Seçim kaybetmemiş ve mecliste olan parti olarak yeni dönemin kartları dağılırken masanın başına oturmak istiyor.


Diye düşünmekteyim!
Yani dert bitmez, sorun bitmez.. Burası Türkiye!
Muhalefet masadan kalkıp vatandaşa inmekte/gitmekte geçikiyor.
Sistemdeki tüm detayları bilenlerde ciddi ciddi örgütleniyor ve hatta geçmiş dönemlerden bir kişinin dahi olsa atlanmadan gelecek seçimde sağa çalışmalarına destek sözü isteyerek ziyaretler düzenliyorlar.
Muhalefette anket sonuçları ile masada pozisyon almaya çalışıyor. Sonrada da öncelik Türkiye diyor. Canım Türkiye’m sen bu hallere düşecek ülkemeydin. Vay bizim başımıza gelenler...
Gökçe Dalga

 
Etiketler: AZ, ŞEYLE, ÇOK, ŞEY, ANLATMAK,
Yorumlar
Haber Yazılımı