Samsun haber - Samsundan haberler 

DEĞERLENDİRME YAPMAK ADALETSİZ OLACAKTIR

Uzaktan eğitim süreci ve yüz yüze yapılması gündemde olan sınavlar hakkında Samsundan Haberler’e özel açıklamalarda bulunan Samsun Eğitim-İş Şube Başkanı Onur Gündüz’’ Uzaktan eğitime katılım oranı her okulda en fazla 30, 40 oranında ve bu katılım oranı maalesef bir değerlendirme yapabilmek için çok az. Zaten genel olarak baktığınızda da ders süresi 30 dakika olan bir uzaktan eğitim sistemi ile öğrencilerimize sınav yaparak değerlendirmede bulunmakta çok zor. Uzaktan eğitim gerek katılım gerekse fayda olarak her açıdan yetersiz. Bu şartlar altında değerlendirme yapmak adaletsiz olacaktır.  Bu sebeple sınavların bırakın yüz yüze olmasını, çevrimiçi olarak bile şuanda yapılmaması gerektiğini savunuyoruz. Ayrıca şuanda özellikle Karadeniz’de covid-19 oranı bu kadar yüksek iken öğrencilere yüz yüze bir sınav yapmak, herkesin canını tehlikeye atmak olur. Sınavlar ertelenmeli ve aşılama çalışmalarının ilerlemesinin ardından alınacak gerçek ve ek tedbirler sonrasında yapılacak yüz yüze telafi eğitimleri sonrasında sınavlar yapılmalı ki gerçek ve adaletli bir değerlendirme yapılabilmiş olsun’’ diye belirtti.

EĞİTİM ÜST KURULU OLUŞTURULMALI

Hem Sağlık Bakanı’mız hem de Milli Eğitim Bakanı’mız pandemi sürecine çok iyi başlamış olsalar da ilerleyen süreçte siyasetin kurbanı oldular ve süreci yönetemediler diye konuşan Onur Gündüz’’ Kendi bildiklerini okumaya çalışıyor ama onu da başaramıyorlar. Özellikle eğitim açısından sağlık konusundaki bilim kurulu gibi bir ‘’ Eğitim Üst Kurulu’’ oluşturulması gerektiğini defalarca belirtsek de yetkilileri bu konuda uyarsak da kimse bu konudaki sendika ve sivil toplum kuruluşlarının görüşlerini önemsemedi ve kendi bildiğini okumaya devam etti. Sonuçta geldiğimiz noktada her şey yolundaymış, normalleşiyormuşuz gibi gösterilmekten başka bir şey yapılamıyor’’ diyerek düşüncelerini dile getirdi.

KÖY OKULU KALMADI

Köy okullarının yüz yüze eğitim vermesi ile ilgili olarak da konuşan Gündüz’’ Köy okulu diye bir şey yok. Taşımalı eğitimin başlaması ile birlikte 3-4 köyün öğrencileri servisler ile en yakın ilçeye veya bölgenin en büyük köyüne giderek eğitim alıyorlar. Doğal olarak bu okulların nüfusları da eskiden olduğu gibi 15- 20 öğrenciden değil en az 300 – 400 öğrenciden oluşuyor. Bu öğrenci sayısındaki okulların şu aşamada eğitime başlaması da akıl alır gibi değil. Ayrıca bu okulların hiçbirinde yeterli temizlik malzemesi ve temizlik görevlisi de bulunmuyor. Okul müdürleri okullarını velilerden topladıkları paralar ile özel temizlik şirketlerine temizletmek zorunda kalıyor. Eğer okullar açılacaksa öğretmenlerin, temizlik görevlilerin, servis şoförlerinin ve sisteme dâhil olan herkesin aşılanması gerekiyor. Şuan bunu yapabilecek durumda olmadığımıza göre yüz yüze eğitimin başlaması için gerekli şartlar oluşmamış demektir’’ dedi.

EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİNİ SAVUNUYORUZ

Gündüz’’ Özel okullar ticari işletmeler oldukları için özel okullara yönelik farklı ve özel bir tutum sergileniyor. Köy okullarında öğrenim görmeye çalışan çocuklara çok yetersiz ve göstermelik bir tablet dağıtımı yapılırken özel okullara hem kurum hem de öğrenci olarak farklı fırsatlar sunuluyor. Bu da eğitimde fırsat eşitliği anlayışının önüne geçen bir durum oluşturuyor. Biz bu duruma son derece karşıyız. Kimse özel okullar ne yapıyor neye göre değerlendirme yapıyor bunlara bakmıyor. Herkes devlet okullarını konuşuyor. Devlet okullarının da devlet okullarında okuyan öğrencilerinde durumları yetersiz. Her geçen gün geriye giden bir ekonomide her ailenin evine tablet alma şansı olmuyor. Zaten Pandemi süreci sonrasında Özel İletişim Vergisi ve bütün teknolojik imkanlara ulaşımın kolaylaşması gerekirken tam tersine zamlar yapıldı. Ortada öğrenciler üzerinden bile fırsatçılık yapılabilen bir durum var. Şube öğretmenler kurulları toplandığında her öğrenci için tek tek değerlendirmeler ve geliştirme çalışmaları yapılırdı. Şuanda bu toplantılarda konuşulan tek şey; şu öğrenci derse girdi, bu öğrenci giremedi, şunun tableti var bunun yok, Orada internet var burada yok. Bu şekilde gerçekleştirilen bir eğitimin adaletli olması ve bir değerlendirmeye tabi tutulması adaletsizlik olacaktır. Bu adaletsizliğe izin vermememiz gerekiyor’’ diye konuşarak pandemi sürecindeki eğitim sistemini ve sınavların yapılması hakkında görüşlerini ifade etti.   

ÖZEL HABER: Yaşar TUNCEL